6 Aralık 2012 Perşembe

Bardağın Dolu Tarafı

Bugün yine ağlamaklı oldum,
Doldu gözlerim boğazım düğümlendi.
Kurmak istediğim cümleler bile bana karşı gelmeye başladı,
Söylemek istediğim o kadar şey var ki...
Ne yalan söyleyim, konuşmaktan bile yoruldum.
Karamsar değilim, Umutsuz değilim, Hayallerim var benim de...

Tek hayalim, kurabileceğim sorunsuz büyütebileceğim bir hayalim olsun.
Kolaydır güldürebilmek insanları belki
Şaklaban olurum her daim.
Ama kendimi kafese kitlenmiş bir maymun gibi hissetiren çok.
Yemiş veren, el kol yapan, dil çıkaran gülüp geçenler var.
Elden bişey gelmiyor.
Kapalı kafes işte...

Bakma bana aslında kurduğum cümleler birer hayal ürünü,
Ne yapayım benim de hayallerim böyle.
İçimi acıtan şeyler ufak bir iğne misali...
Emsalim var mı benim, emsalimiz var mı bizim...

Ne zaman gideceğimiz,
Günü saati hatta dakikası belli olmayan dünyadayız...
Yazıklar olsun bana,
Gülünecek, mutlu olacak şey varken,
Mutsuzluk üzerine doktora yapıyorum sanki...
Dışa vurmak varken,
Bağırıp çığlık atmak varken,
İçime atıyorum duygularımı...
Ama haklıyım be..
Kim anlayacak ha!, teselliler, "boş ver be" demeler,
Olsun sıkma canını demeler, başka ileri gidemiyorlar...

Bardağa dolu tarafından bakayım diyorum,
Bardak boş ulan boş.
Gözlerimi kapatayım diyorum, görmezden geleyim diyorum
İnsanları göremiyorum. Hepsi saydam ve bomboş...

Tırmanırsın sevdiklerinle, dağlara, tepelere
Gidersin en uçsuz bucaksız şehirlere,
Unutma kaybolursun.
Koca şehirde yanındakiler seni bir başına bırakır.
Tırmandığın dağın tepesine arkana bakarsın ve kimse yok.
Karşında engin bir gökyüzü, Sis kaplı dağlar, Bulutlar.
Ne güzel manzara deyip mutlu olmak varken,
Sen yanında olması gerekenleri ararsın.
Bulutlarda kaybolursun...